Bireyler olarak yaşam boyu bir eğitim süreci içerisindeyiz. Her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz aslında. Bu öğrendiklerimizle duygu ve düşüncelerimiz, davranışlarımız ve ilişkilerimiz şekilleniyor. Kontrol aslında bizde.
Çocukluk döneminde başlıyor eğitim sürecimiz. İki – üç yaşlarında başlıyor kurallarla ve davranış modelleri ile tanışmamız. Eller yıkanmadan yemek yemiyoruz, yatarken pijamalarımızı giyiyoruz, vb. davranış biçimleri giriyor hayatımıza. Çocuk için eğitim ilk önce ailede başlıyor. Bu yüzden aile bireylerinin tutum ve davranışları çok ama çok önemli. Hepimiz biliyoruz ki okul öncesi dönem bir çocuğun en hızlı ve en kolay öğrendiği dönem diye. Öğrenmek için de tabii ki en sık gördüğü aile bireylerini örnek alıyor. Anne, baba, kardeş arasındaki iletişim ve davranış modellerini taklit ederek öğreniyor çocuk. Kullandığınız kelimeleri çocuğun ağzından duyunca bazen bir garip hissederiz. Aslında biz o kelimeyi söylerken çok rahatızdır.
Her anne baba çocuğunu iyi şartlarda yetiştirmeye özen gösterir. Sıcak ve rahat bir yuva kurmak için uğraşır. Alınan kıyafet, ayakkabı, oyuncak, gibi maddi şeyler yeterli değil ama. Çocuk ile kurulan kaliteli iletişim çok önemli. Bu iletişimi kurmak için aile bireylerinin bir küçük çocukla nasıl iletişim kurması gerektiğini bilmesi gerekir. Bunun için de okuyarak, sorarak, izleyerek ilk önce aile bireylerinin eğitilmesi gerekiyor ki onları örnek alacak olan küçük bireyler eğitilsin.
Çocukların yönetimi çocuklar büyüdükçe zorlaşır. İstekleri artar. Günümüzün çocukları da cevap vermek veya isteklerini yaptırmak konusunda çok yetenekliler. Bu durumda aile büyüklerinin inatlaşmadan, kızmadan veya çocuğa karşı fiziksel şiddet kullanmadan orta yol bulma konusunda çok yaratıcı olmaları gerekmektedir. Yaratıcı ve sabırlı olmak için ise bilmek gerekmektedir. Örneğin her yaşa göre çocukların davranış modelleri konusunda önceden farkındalığımız olursa çocuklarımızda gözlemlediğimiz davranışların sebebini bilerek davranışlarımızı ayarlayabilir ve sorunu sevgi-saygı çerçevesinde büyümeden çözebiliriz.
Çocuk büyütmek kolay değil. Çok farklı çocuk tipleri ile karşılaşabiliyoruz. Uysalı var inatçısı var. Söz dinleyeni var, dinlemeyeni var. Çocuklarımıza büyüklerine karşı itaati öğretirken de çok dikkat etmeliyiz. Onların ayrı bir birey olduklarını sadece yaşlarının küçük olduğunu fakat farklı istekleri olabileceğini ve kendilerini yeterince ifade edemediklerini her zaman aklımızda bulundurmalıyız. Sorunları cezalandırarak değil onlara sarılarak sevgimizi göstererek çözmeliyiz. Belki konuya her iki tarafın da biraz düşünmesine izin verecek şekilde ara vererek. Onların isteklerine ve fikirlerine karşı saygı ve değer verdiğinizi göstermeniz halinde uzlaşma daha kolay olacaktır. Beş dakika sonraki çocuk çok farklı olabilmektedir. Yeter ki kararı onlara bırakın.
Eğitimin ilk şartı çocuklarımızla doğru iletişim kurabilmeyi bilmektir. İletişim birbirini anlamayı gerektirir. Empatiyi bilmeyi gerektirir. Her iki tarafında hakları olduğunu bilmeyi gerektirir. Çocukların da hakları vardır. Çocuklar büyüklerin malı kesinlikle değil sadece kendi başlarına yetecek yaşa gelene kadar bizlerin korumasında olan ve bizlere sevgiyi hissettiren varlıklar. Çocuklar bizlerin elinde şekilleniyor. Büyüdüklerinde onları bekleyen hayata iyi hazırlanmaları için duygusal olarak sağlam çocuklar yetiştirmeye özen gösterelim. Sorunların nasıl çözülmesi gerektiği ile ilgili bilgi sahibi olalım ve yol gösterelim. Bizlerin görevi çocuklarımıza iyi bir rehber olmak. Siz fikrinizi söyleyin, sonuçlarına katlanacak şekilde, düşünüp karar verme işini ise onlara bırakın.
Kutlay M. Halkseven
Bir Anne
01.05.2014