Çocuklarımızın ailesi ile olan ilişkilerini, sosyal uyumunu, ruh sağlığını bozan bir alışkanlık bozukluğudur altını ıslatma. Genel olarak çocuklar 2-3 yaşa kadar mesane kontrolü gerçekleşinceye dek altlarını ıslatmaktadırlar. Ancak çocuk, 3-5 yaşlarında hem gece (3.5-4.5 yaş), hem de gündüz (2 yaş) idrarını kontrol edebileceği biyolojik olgunluğa ulaştıktan sonra hala altını ıslatıyorsa biz buna enürezis yani altını ıslatma diyoruz.
İki şekilde görülen enürezisin primer (birincil) olanı istem dışıdır. İşeme bebeklikten devam etmektedir. Sinir kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden kaynaklanabileceği gibi anne-babanın düzensiz ya da yetersiz tuvalet eğitiminin de bir sonucu olabilir.
Sekonder ( ikincil) enurezis ise altını ıslatma bozukluğunun bir diğer görülen şekli olup, çocuk, tuvalet kontrolü oluştuktan ve en az bir yıl çişini kontrol ettikten altını ıslatmaya yeniden başlamaktadır.
Enürezisin fizyolojik ve psikolojik nedenleri vardır. Fizyolojik nedenlere dayanan altını ıslatma sorunu gerekli doktor muayenesi, gerekli tahlillere bağlı olarak saptanır ve tedavi edilerek ortadan kaldırılır.
Psikolojik nedenlere dayanan enüreziste ise çocuğu olumsuz etkileyebilecek her neden altını ıslatma sorununu ortaya çıkarabilmektedir. Yapılan birçok araştırma sonucunda çocuğun duyguları ile altını ıslatma arasında çok yakın bir ilişki kurulmuştur. Güvensizlik, ilgi çekme, kıskançlık, boşanma, ölüm, ameliyat, hastalık, ebeveynin aşırı titizliği, dayak, zorlama, ,içsel gerginlik, huzursuzluk gibi birtakım durumlar, duygular bunlardan bazılarıdır.
Hem çocuk ve hem de aile için tuvalet eğitimi çalışmaları kolay olmayabilir. Zorlama, inatlaşma, kızma, bağırıp çağırma, ceza gibi yöntemler işe yaramamakta hatta süreci daha da uzatmakta, yokuşa sürmekte ve çocuğun aşağılık duygusu geliştirmesine neden olmaktadır. Çocuğun olumsuz kişilik yapısı geliştirmesini önlemek için sabırlı, anlayışlı bir tutum göstermek, onun güven ve ilgi gereksiniminin farkında olup sevgi ve ilgiyle yaklaşım göstermek önemlidir. Yine çocuğun kendini ifade etmesine olanak sağlamak, onun eğlenebileceği rahatlayabileceği birtakım aktivitelerle onu desteklemek kısa sürede sizleri çözüme ulaştırırken çocukların da kendilerine güven kazanmasına yardımcı olacaktır. Yine de birtakım sorunlar yaşanırsa aile danışmanlığı, psikoterapi, ilaç tedavisi gibi bu alanlarda hizmet verenlerden yararlanılabilinir.
Unutmayalım ki ailenin çocuğuna verebileceği en değerli hediye sevgi ve bu doğrultuda oluşabilecek anlayış ve güvenle harmanlanan ortamların oluşturulmasıdır.
Uzm. Öztül Özerdem
Psikoterapist – Eş ve Aile Terapsisti
Psikolojik Danışman