Öğrenmişizdir, televizyonun okul öncesi yaştaki çocuğa kontrollü bir biçimde sınırlı saatte (ör.günde en fazla 2 saat) ve mümkünse bir ebeveyn eşliğinde aktif olarak (ör:soru sorarak, konuşarak) izletilmesi gerektiğini. Ama her zaman yanında olamıyoruz çocuğumuzun, öyle değil mi? Özellikle yapılması gereken ev işi veya diğer sorumluluklar karşısında ‘hade çocuğum sen git biraz televizyon izle’ diyen de yine o bilinçli anneler olabiliyor. Bazı anneler ise televizyonun yararlarını saymakla bitiremiyor. ‘Bir kere çocuğum televizyon açık olmadan yemek yemiyor!’. Ben bu durumda olan anneler için üzülüyorum. Televizyon onları maalesef esir almış. Ama kurtulabilirsiniz!!!
Çalışan bir anneyim. Çocuklarıma çalıştığım zamanlarda bakıcım bakıyor, haftasonu ise bakıcımız yok. Bakıcımda televizyonun sınırlı kullanılması konusunda olabildiğince tembihli. Bir Cumartesi sabahı 2.5 yaşındaki oğlum kalkar kalkmaz televizyona yöneldi. ‘Pepee’ veya ‘Calliou’ varsa izlemesine izin veriyorum. Bunlar eğitici çizgi filmler. Zaten kahvaltıyı da hazırlamam lazım. Biraz oyalansın! Kahvaltı hazır, televizyon bağrış, çağrış kapandı. Kahvaltı yendi. Hoop yine televizyona. ‘Oğlum senin oynayacak başka oyuncağın yok mu?’. Başladım oyuncakları saymaya. Legolarınla oyna, resim yap, basket at, şu oyuncağınla oyna, vs. Aldığım tek cevap ‘IIııııı, hayıırrr, çığlıklar ve televizyonu aççççç’. Aslında burda doğru olan, tüm mutfağın işini birakıp hade beraber lego oynayalım, resim yapalım, vs. demek. Tamam arada bunu da yapıyorum da, şimdi bulaşık teknesinde yığılı dün geceden kalan tencerelerin de yıkanması gerekiyor küçük kızım uyanmadan. Anne yine burda yaratıcı olmak zorunda. Kesinlikle taviz vermemeliyim. Ve aklıma geçen hafta bir naylon poşete toplayıp ortadan kaldırdığım oyuncak hayvanlar geldi. ‘Anneciğim oyuncak hayvanlarınla oynamak istermisin. Hani nerde onlar. Bak fil, aslan, goril. Hadi bir çiftlik kur.’ Oğlumun gözleri parladı. Televizyon unutuldu ve oyun başladı. Tabi ben de kendimi, kocaman bir aferin ile ödüllendirdim. ‘Aferin sana Anne. Başardın’.
Çocuklarımıza gerek biz gerekse etrafımızdan bir sürü oyuncak geliyor. Dolayısiyle annelik görevlerimize bir de oyuncak yönetimi ekleniyor. Oyuncakların toplanması için oyuncak kutuları, oyuncak çekmeceleri başlıyor devreye girmeye. Oyuncaklar günboyu ortaya saçılıyor. Legolar, tahta küpler, yapbozlar, şekil yerleştirme, vb. bir sürü oyuncak. Sakın ola ortalık hızlıca toplacak diye hepsi bir yere konsun. Bizim evde bir ara böyleydi. Legoların çantası yırtılmış, dağılmış bir vaziyette çekmecede, yap bozlar aynı yerde. Şekiller aynı yerde. Yok bu böyle olmaz. Bakıcı yine eğitildi. Tüm oyuncaklar ayrı ayrı kutulara, çantalara kondu ve artık düzenli bir şekilde saklandı. Evdeki en önemli işlerimden biri bir oyun bittikten sonra diğer oyuna geçilmeden önceki oyun toplanarak kaldırıldı ve yerine kondu. Bu toplama işinde çocuklarda bana yavaş yavaş yardım ettiler. Beni göre göre onlarda oyuncaklarını şimdi daha iyi topluyorlar ve yerlerine kaldırıyorlar. Onların bu hallerini görmek beni çok mutlu ediyor. Oyuncakların toplu durması aynı zamanda bazı oyuncakların saklanıp tekrar ortaya çıkarılmasına da yardımcı oluyor. İnanın bir süre oynanmayan oyuncak yeni alınmış oyuncak etkisi yaratıyor ve çocuğunuzun daha kolay oyalanmasını sağlıyor.
Çocuklarınızla verimli ve güzel vakit geçirmeniz dileğiyle…
Tecrübelerinizi bizimle paylaşın…..
Kutlay M. Halkseven
Bir Anne
06.10.2015
01.07.2014